Tom Shadyac’ın
yönettiği 1998 yapımı Patch Adams gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Hunter Doherty
"Patch" Adams "hayata renk katarak" mizah yoluyla tedaviye
katkıda bulunmayı amaç edinmiş Amerikalı bir doktor. Tüm dünyanın sağlık
sisteminin ve anlayışının kanayan yarasına parmak basan filmde Patch Adams’ı
Robin Williams canlandırıyor. Patch Adams burnu havada doktorlardan değil.
Hastalarının seviyesine iniyor, onlarla empati kuruyor, dünyaya onların
gözünden bakıyor.

Peki, hayatı boyunca
umut veren, yaşam sevinci olan rollerde oynayan Robin Williams neden intihar
eder? Jung 4 arketipten bahseder: Persona, Anima ve Animus, Gölge, Ben. Persona,
maske anlamına gelir. Bizi topluma görünmek istediğimiz şekilde sunar. Gölge ise
insanın temel içgüdülerini içerir. Robin Williams personası ile gölgesi
arasında uçurum olan bir insandı. Zengin bir aileden gelen Robin Williams
öğrencilik yıllarında akıllı ve çalışkan bir öğrenciydi. 63 yaşında intihar
eden oyuncu yaşamı boyunca üç şeye karşı mücadele verdi: Alkol, kokain ve
depresyon. Oğlu doğduğunda kokaini bıraktı, alkolü 20 yıl bıraktı ve ayık
kaldı. 2004 yılında Alaska’da bir film çekimi sırasında minik bir viski
şişesini açarak alkole tekrar başladı. Bu bir anlık sapma bir hafta içinde
alkolikliğinin tam olarak nüksetmesine yol açtı. Yirmi yıllık ikinci karısından
boşanmasına yol açan bu büyük geri adımdan sadece rehabilitasyon merkezine
yatarak kurtuldu. O şamatacı, içi içine sığmayan, kontrol edilemeyen
enerjisinin temelinde depresyon her zaman vardı. Depresyondan mustarip pek çok
kişideki gibi o çılgın imajıyla bu karanlığı olabildiğince bastırmaya çalıştı. Para,
başarı, şan, şöhret… Sadece Robin Williams’ın sanatına değil sanatının ona
kazandırdıklarına baktığımızda da aktörün ölüm haberi anlaşılmaz geliyor.
Başta Patch Adams
olmak üzere birçok filminde her şeye rağmen hayatın yaşanabilir ve güzel olduğunu,
en umutsuz anlarda bile karamsarlığa kapılmamak gerektiğini, bir tebessümün çok
şey değiştirebileceğini öğütleyen Robin Williams, ağlayan palyaço hikayesini en
sert şekilde yüzümüze vurarak aramızdan ayrıldı. 11 Ağustos 2014 tarihinde
Kaliforniya'daki evinde ölü bulundu. Yapılan soruşturmanın sonunda kendisini
asarak öldürdüğü anlaşıldı. Tamamen ayık bir şekilde intihar ettiği ortaya
çıktı. Williams'ın eşi Susan Schneider, Robin'in ölümünden bir süre önce
parkinson hastalığının ön safhasında olduğunu öğrendiği ve bu nedenle
depresyona girdiğini belirtmişti. Cenazesi 12 Ağustos'ta yakıldıktan sonra
külleri San Francisco Körfezi’ne döküldü.
F.T.
F.T.
Filmden yola çıkarak Robin Williams'a odaklanması hoş olmuş, başarılar..
YanıtlaSil