Joseph Kosinski’nin 2013 yılında çektiği, Tom Cruise’un oynadığı Oblivion post apokaliptik bir film olarak öne çıkıyor. Filmde muazzam görüntüler olsa da çok başarılı bir yapım değil. Basite kaçmalar oldukça fazla. Tom Cruise’un canlandırdığı Jack’in dünyasını ve ruh halini iyice özümsüyoruz. Ne için mücadele edilmesi gerektiğini anlatan film bu mesajları verme açısından başarılı. Dediğim gibi mantıksal hatalara çok dikkat edilmezse keyifli bir bilim-kurgu filmi diyebiliriz. Filmin başkarakteri bir arayış içindedir. Özgürlük arayışı, eski dünya arayışı, özneleşme ve benlik gibi kavramları film boyu izleriz.
Konusuna gelecek olursak, “2077 yılında görünürde; teknisyen ve asker Jack Harper dünya üzerinde
konuşlu küçük merkezlerde görevli tamircilerden birisidir. 49 numaralı merkez
kulededirler. Yanında iletişim subayı Vica (Victoria) ile birlikte
çalışmaktadır ve aynı zamanda aşk yaşamaktadırlar. Jack, Dünya'nın 60 yıl önce
Sıkeyv (Scavengers-Scavs) adı verilen uzaylı istilacılar ile yapılan savaş
sırasında yıkıldığını bilmektedir. Sıkeyvler ile yapılan savaş esnasında
kullanılan nükleer silahlar nedeniyle uzaylılar yenilmiş ama Dünya harap olmuş,
radyasyonlu bölgeler oluşmuştur. Sıkeyvler Ay'ı vurup parçalamış, bunun
sonucunda oluşan deprem ile tsunamilerden dolayı Dünya yaşanılmaz bir yer
haline gelmiştir. Dünyada kalan son insanlar Saturn'un uydusu Titan'a
yerleşmiştir. Dünya yörüngesine yerleştirilmiş Tet adlı merkez ise Titan'a gönderilmeden
önceki son duraktır ve Dünya'daki İHA'ları (İnsansız Hava Aracı) ve Jack'in de
bulunduğu küçük merkezleri yönetmektedir. Okyanus üzerine yerleştirilen dev
türbinler okyanus suyunu Titan'da yaşayanlara enerji kaynağı olarak iletmek
üzere çekmektedir. İHA'lar bu türbinleri korumakta ve sayıları azalmış
Sıkeyvleri avlamaktadır. Tet ile her gün Sally adlı görevlinin aracılığıyla
bağlantı kurarlar. Jack ve Vica'nın hafızaları güvenlik amacıyla silinmiştir.
Geçmişe dair hatırladıkları hiçbir şey yoktur. Ancak Jack sürekli garip rüyalar
görmektedir. Bu rüyalarda eski Dünya'da - New York'ta yaşadığını ve anılarında
bir kadının olduğunu görmektedir. Diğer taraftan, Jack, savaşı kazanmalarına
rağmen Dünya'yı Sıkeyvlere terkedip Titan'a gitmelerine anlam verememektedir.
Dünya'da yaşanılabilir yerler keşfetmiş hatta bir dere kenarında bir ev inşa
etmiştir. Enkazlardan kitap ve plaklar toplamakta, gizlice kitaplar
okumaktadır.
Ancak bu yaptıklarını
partneri Vica'dan saklamaktadır, çükü Vica'nın Dünya'nın yaşanabilirliğini
duymaya bile tahammülü yoktur. Tek istediği görevlerini tamamlayıp hemen Tet'e
oradan da Titan'a gitmektir. Jack'in kendisiyle küçük kulelerinden
aşağıya-Dünya'ya inmesini istemesine bile kızmaktadır. Bozulan İHA'lara
helikopter benzeri bir araçla ulaşan Jack onları tekrar uçar hale
getirmektedir. Bir gün Sıkeyvler ona tuzak kurarlar ve yakalamaya çalışırlar.
Jack'i bir İHA kurtarır. Ancak Jack Sıkeyvlerin kendisini neden öldürmeyip de
canlı yakalamaya çalıştıklarına anlam veremez. Vica'dan gizli olarak inşa
ettiği eve gider. Plaklar dinler, kitaplar okur. Bu esanada uzaydan Dünya'ya
düşen bir araç görür. Tet komuta merkezinin ikazlarına rağmen olay yerine gider
ve NASA'nın 60 yıl önceki teknolojisine ait bir uzay mekiğinin enkazı ile
karşılaşır. Uyku kapsülleri içindeki insanlar etrafa saçılmıştır. Bunlardan
birisinin rüyalarına giren kadın (Julia Rusakova) olduğunu görerek şaşırır. Bu
arada Tet'in gönderdiği İHA'lar uyku kapsüllerine ateş açar ve Jack'in canı
pahasına koruduğu kadın dışındaki insanlar ölür. Jack, kadını Tet'e haber
vermeden kendi küçük kulelerine götürür. Vica kadını içeri sokmaz istemez ama
Jack'e karşı koyamaz. Kadın sadece adının Julia olduğunu söyler, mekiğin kara
kutusunu dinlemeden bir şey söylemeyeceğini söyler.
Jack, Vica'nın karşı
koymasına rağmen Julia'yı enkazın olduğu yere götürür, mekiğin kara kutusunu
buldukları sırada Sıkeyvler onları yakalar. Jack'i Sıkeyvlerin lideri Malcolm
Beech sorgular. Jack onların uzaylı olmadığını insan olduklarını öğrenir.
İHA'lara yakalanmamak için maskeler takmaktadırlar. Beech onlara gereçeklere
anlatır. Gerçekte; 60 yıl önce Tet adı verilen devasa makine Dünya'ya yaklaşmış
ve Ay'ı parçalamıştır. Tet, gezegenleri dolaşıp enerjilerini kurutan akıllı bir
makinedir. Ay'ın parçalanmasıyla meydana gelen tsunami ve depremler insanları
mahvetmiştir. Daha sonra Tet'ten gönderilen birçok uzay gemisinin içinden
binlerce Jack Harper kopyası çıkmıştır.
Hepsi öldürmeye
programlanmış klonlardır. İnsanlar savaşı kaybederek yeraltına çekilir. Tet
daha sonra türbinleri göndermiş, İHA'lar ve Jack'in teknisyen kopyaları ile
onları korumaya almıştır.
İnsanlar ise çaresizdir. Akıllarına gelen son
mücadele ise, yakaladıkları İHA'ların nükleer bomba gücündeki yakıt çekirdeğini
yörüngede dönen Tet'e göndererek patlatıp Tet'i yok etmektir. Ama İHA'ların
elektronik beyinlerine girecek teknolojileri yoktur, bunu Jack'e yaptırmak
istemektedirler. Çavuş Sykes başta olmak üzere Julia'yı öldürmekle tehdit
ederler ama Jack yine de bunu yapmaz. Bu arada Vica, Tet'le birlikte Jack'i
aramaktadır. Jack ise Julia ile Empire State binasının enkazına gider, orada
Julia'nın aslında karısı olduğunu, rüyalarında gördüğü anın karısına evlenme
teklif ettiği an olduğunu hatırlar. Kendisi ve karısı NASA'nın astronotlarıdır.
Ama yine de Tet'in kendilerini nasıl kopyaladığını anlayamaz. Vica'nın
gönderdiği araç Jack'i bulduğunda Julia ile samimi görünce Vica buna kızar.
Kuleye geldiklerinde Jack'i ve Julia'yı içeri almak istemez. Ama Tet, Jack'in
artık birçok şeyi bildiğinin farkındadır ve bir İHA ile saldırı düzenler. Vica
ölür, Jack'i Julia kurtarır. Tet, Jack'e Julia'yı kendisine getirirse bir şey
yapmayacağını söyler. Jack bunu kabul etmez, tekrar Malcolm'a gitmek ister ama
İHA'lar onları düşürür. İHA'yı tamir etmeye gelen 52 numaralı kuleden gelen
başka bir Jack Harper klonunu görür. Onu etkisiz hale getirir ve onun aracıyla
Julia'yı kurtarır.
Jack, Malcolm'un
yakaladığı İHA'ya bombaları yerleştirir ve onu programlar. Bunu Tet'e
gönderecekleri sırada İHA'lar insanların saklandıkları sığınağı bulur.
Çatışmada Malcolm ağır yaralanır. Programlanmış bombalı İHA kullanılamaz hale
gelir. Bunun üzerine Julia kendisini Tet'e götürmesini söyler, çünkü zaten Tet,
Julia'yı istemiştir. Jack Mecburen kabul eder. Uyku kapsülüne Julia'yı yatırır
ve küçük araçla yörüngedeki Tet'e doğru havalanır. Yolda NASA'nın uzay
mekiğinin kara kutusunu da dinler. (Kara kutuya göre 60 yıl önce kumandan Jack
Harper ve yardımcısı Victoria Olsen birer NASA astronotudur. Bir uzay mekiğiyle
Dünya'ya yaklaşan cisme keşif uçuşu yapmaktadırlar. Bu cisim Tet'tir. Julia
uyku kapsüllerindeki astronotlardan biridir. Tet'in ne olduğunu anlayamazlar ve
Tet onları içine doğru çeker. Bu esnada Jack, delta uykusunda uyuyan diğer
astronotları mekikten ayırarak, Dünya yörüngesine gönderir. Bu arada
Victoria'nın Jack'e olan özel ilgisi ortaya çıkar, Victoria ve Jack, mekikler
beraber Tet tarafından içine alınır.) Tet, yanında bir uyku kapsülü ile gelen
Jack'e güvenmez, asıl amacını sorar ve cevaplardan tatmin olmaz. Ancak Jack'in
insan türünün devam etmesi için Tet'in Julia'yı yaşatması gerektiğini
söyleyince, Tet küçük aracı içeri alır. Jack, nihayet Tet'in beynine girmiştir.
Binlerce Vica ve Jack klonunu görür. Uyku kapsülüne Julia yerine Malcolm
girmiştir. Malcolm zaten 60 yıldır Tet'i görebilmek için canını bile vermeye
hazırdır. Aldatıldığını gören Tet öfkelenir. Ancak Jack, nükleer bomba
düzeneğini hemen aktif hale getirir. İHA'lar müdahalae etmek istese de artık
çok geçtir. Jack ve Malcolm bombayı patlatırlar. Canları pahasına Tet'i yok
ederler.
Patlamadan üç yıl
sonra, Jack'in dere kenarında inşa ettiği evde Julia ve Jack'ten olma 2
yaşlarındaki kızıyla yaşamaktadır. Bir sabah aniden Çavuş Sykes ve eşi ile
sığınaktaki diğer insanlar ortaya çıkar. Tet'in yok olmasıyla maskeler
takmaksızın rahatça dış dünyaya çıkabilmişlerdir. Ancak aslında onları bu
yaşanabilir yere getiren, 49 numaralı Jack'in etkisiz hale getirip bıraktığı 52
numaralı Jack Harper'dır. Diğer bir klon olmasına rağmen her şeyi
hissetmektedir. Onun da Julia ile ilgili anıları kalmıştır. Julia'yı ve evi
bulmak için 3 yıl dolaşmış ve sonunda kendisine göre kızını ve karısını tekrar
bulmuştur. “
"tet'in yalanı, insanları
hiç görmediği kişilere düşman ederek savaş korkusu vererek kendine hizmet
etmesini sağlamak. bunu yaparken insanlara en iyi standartları sağlamak. kadın
ve erkek tam bir amerikan rüyasını yaşıyorlar. evleri mükemmel ve güzel bir işe
sahipler. aşağıda ise teröristler var ve bu yaşam tarzına düşmanlar. aslında
kim ve ne olduklarını kahramanımız bile bilmiyor. tet, bu mükemmel hayatı
sağlarken diğer yandan dünyanın doğal kaynaklarını sömürüyor ve bunu yaparken
victoria ve jack'ten yardım alıyor. görüldüğü gibi insanoğlu bu yalana inanarak
kendi kendinin sonunu hazırlıyor. victoria karakteri bu mükemmel yaşamdan
kopmak istemiyor. aslında jack'in de bazı şüpheleri var ama kendi gözleriyle
görünce inanmak durumunda kalıyor.
jack'in o mükemmel evden başka doğanın içinde
bulunan, sağdan soldan topladığı eşyalarla kurduğu bir evi daha var. yıllarca
banka kredisi ödemeden sahip olabileceği türden bir ev. filmin sonunda dünyayı
ve insanoğlunu sömüren tet, bomba ile patlatılarak yok ediliyor tıpkı fight
club'daki bankalar gibi. artık insanoğlu özgür, taksitleri için endişelenmeden
doğa ile baş başa yaşayabilir"